Müstakim Ol
Sen usandırma eli el de usandırmaz seni
Hilekârlık eyleme kimse dolandırmaz seni
Dest-i âdâdan soğuk su içme kandırmaz seni
Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Hep geçer âlemde hiç bir hâlete yoktur sükûn
Zevkâ bak değmez teessüf etmeğe dünyâ-yı dûn
İstikamet şerr-i âdâdan seni eyler mâsun
Hakk ider eshab-ı sıdkın hasmını elbet zebûn
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
—◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊—
İster isen hıfz ide ırzın Hüdâ’yı Lemyezel
Irzına â’dâ-yı bedhâhın bile verme halel
Tâ ezelden söylenir halkın dilinde bu mesel
Celb ider elbette insana mükâfaatı amel
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Gırrelenmez rûz-i ikbâlin görüp ehl-i hired
Her günü bir kadr ider tâkiib, her sebti ehad
Seyl-i mevt itdikte berbâd ömrü, baht itmez meded
Böyle âteş-meşreb olma hâk olur birgün cesed
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Halkı tahrib eyleyip de kendin âbâd eyleme
Bu cihanda ev yapıp ukbâyı berbâd eyleme
Nef’in içun zâlim-i bî-rahme imdâd eyleme
Âlemi tenfir iden ahvâli mu’tad eyleme
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Seyyiat, insana nefs-i kemterinden gelir
Her hacâlat âdeme su’i karîninden gelir
İzzet-ü zillet mekâna hep mekîninden gelir
İstikamet, müstakiym-ül hâle dîninden gelir
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Düşmanı tezlil için hiyleyle itme iştigal
Hüsn-ü efkâra olur hâil cihanda su-i hâl
Yüz suyu dökme, teessüf çekme, etme kıyl-ü kal
Sen sakiym olma, virir maksudun elbet Zül-Celâl
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
At riyayı elden islaha çalış ef’alini
Boşboğazlık itme, tâdil eyle kıyl-ü kâalini
Sen ne türlü saklayım dersen de su’i hâlini
Hak Teâlâ senden â’lemdir senin ahvâlini
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Haline şeytan güler, gördükte sende gafleti
Üstüne güldürme öyle düşmen-i bed-sîreti
Hâin olma, vir emânetle cihana şöhreti
Herkesin destindedir âlemde zıll-ü rif’ati
Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni
—◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊—
Zâmin ü kâfil olan erzaka, Hâlık’dır sana
Mâsivâya serfürû etmek ne layıktır sana
Izdırabı celb eden meyl-i alâyıkdır sana
Gayr içün düşme lisânı nâsa yazıktır sana
Müstakiym ol Hazreti Allah utandırmaz seni
◊——◊◊———◊◊◊———◊◊◊———◊◊——◊
Diyarbakırlı Said Paşa
Dest-i âdâ: Düsman eli
Müstakiym: Dogru, dosdogru (istikametten)
Mâsun: Korunmus, esirgenmis
Zebun: Güçsüz, zayif
Bedhah: Herkesin kötülügünü isteyen
Ehl-i hired: Akillilar. Girrelenmez: Gururlanmaz.
Sebti ehad: Hergün anlamina (Cumartesi – Pazartesi)
Seyl-i mevt: Ölüm seli.
Tenfir: Nefret veren.
Seyyiat: Kötülükler, günahlar. Nefs-i kemter: Asagilik nefs.
Hacâlat: Utanilacak is, utanma. Su’i karîn: Kötü yakinlar, kötü arkadas, kötü akraba.
Mekîn: Oturan
Tezlil: Zelil etmek, hakir etmek.
Hâil: Mani, engel.
Kiyl-ü kal: Dedikodu.
Sakiym: Hasta, yanlis.
Zill-ü rif’at: Yüceligin gölgesi.
Zâmin-ü kâfil: Kefil olup, kabul eden.
Serfürû: Bas egme, kabullenme.
Alâyik, alâik: Alâkalar, ilgiler (sugul)
Lisan-i nâs: Halkin dili.